Mol Gebelik Üzüm Gebeliği
Nadir görülen rahatsızlıklar olsa da, halk arasında ‘üzüm gebeliği’ olarak bilinen mol gebeliği rahatsızlığını da içerisine alan hastalık grubudur.
İnsanın Genetik Yapısı
Genetik olarak insan yapısı incelendiğinde her bireyin 23 çift kromozom taşıdığı görülüyor. Bu kromozomlardan ikisi cinsiyeti belirleyen kromozomlardır. Kadınlarda iki adet X kromozomu bulunurken, erkeklerdeki cinsiyet kromozomunun biri X biri Y’dir. Gebelik için anne ve babanın üreme hücreleri birleştiğinde anneden gelen X kromozomu babadan gelen X kromozomu tarafından döllenirse kız bebek, Y kromozomu tarafından döllenirse erkek bebek dünyaya gelir. Döllenme sonrasında bebeği dünyaya getirmek için ihtiyaç olan hücrelerin bir kısmı embriyoya dönüşürken, bir kısmı da onu anne karnında besleyecek olan plasentada bulunan trofoblastlara dönüşür. Trofoblastların gelişmesinde oluşan sapmalar trofoblastik hastalıkların meydana gelmesine neden olur.
Gestasyonel hastalıklar şu şekildedir:
Mol Gebeliği Çeşitleri
Halk arasında ‘üzüm gebeliği’ olarak bilinen ve Hipokrat tarafından ‘bin bebek taşıyan anne’ olarak nitelendirilmiş olan mol gebeliği 3 farklı şekilde gerçekleştir:
1. Kısmi Mol Gebeliği
Halk arasındaki adından da anlaşılabileceği gibi, kısmi mol gebeliğinde rahime yerleşen gebelik ürününde trofoblastlar üzüm salkımını andıran bir şekil alır. Bu da embriyonun gelişimine engel olur. Bu gebelik türünde embriyo 46 kromozom değil, 3x23 kromozom taşır.
2. Tam Mol Gebeliği
Bu gebelik türünde embriyo 2x23 kromozom taşır, ama bu kez kromozomların hepsi baba kaynaklı olur. Rahimde bebeğe ait yapı yerine tamamen şişmiş kesecikler yer alır.
3. İnvazif Mol Gebeliği
Tam mol gebeliğinin rahim kasına tamamen yayılmış şeklidir.
Koriokarsinom
Gebelikte meydana gelen bir kanser türü olan Koriokarsinom, trofoblastların amacına yabancı olmaları halinde meydana gelir. Bu türde bebeğe ait yapılar gözlemlenmediği gibi, mol gebeliğinde oluşan üzüm salkımı şeklindeki şiş kesecikler de görülmez.
Plasenta Yerleşimli Trofoblastik Tümör
Koriokarsinom kanserinin bir tür çeşidi olarak nitelendirilen bu tümör nadir olarak görülür. Normal şartlarda anaplastik, sitotrofblast ve sinsityotrofoblast olarak 3 farklı trofoblast bulunurken, bu tümör türünde bir de intermediate trofoblastların meydana geldiği gözlenir.
Mol Gebeliği Nedir?
Anormal bir gebelik şekli olan mol gebeliğine gebelerin 1/1000-2000’inde rastlanılır. Nadir görülen bir gebelik türü olmakla birlikte en çok Japonya’da görüldüğü bilinir.
Risk Faktörleri Nelerdir?
- Anne yaşı 20’nin altında ya da 40’ın üstünde ise mol gebeliği görülme ihtimali yüksektir.
- Mol gebeliği geçiren birinin diğer gebeliğinde de yanı sorunlar karşılaşması ihtimali yüzde 1’dşir.
- A vitamini eksikliğine bağlı olarak oluşabilir.
- Baba yaşının 45’in üzerinde olması da mol gebeliği sebeplerinden biri olabilir.
Üzüm Gebeliği Başvuru, Belirti ve Bulguları
- Mol gebeliğinin ilk belirtisi gebeliğin erken dönemlerinde meydana gelen vajinal kanamalardır.
- Anne adayında aşırı şekilde bulantı meydana gelir.
- Özellikle ellerde ve yüzde şişlik, aşırı ödem oluşumu mol gebeliği belirtisi olabilir.
- Solunum yetmezliği ve yumurtalık kistine bağlı ağrı oluşur.
- Tam mol gebeliğinde genel olarak 6-8 haftalarında kanama meydana gelir.
Mol Gebelik Tanısı
Mol gebeliği tanısı konulabilmesi için ultrason gerekir. Söz konusu belirtiler ve şikayetlerle gelen anne adayı ultrasona sokulur, gebelik kesesi değil, şişmiş keseciklerin oluşturduğu görüntü mol gebeliği tanısı konmasına yardımcı olur. BetaHCG testi uygulanır ve sonucunun yüksek çıkması halinde tanı kuvvetlenir. Mol gebeliği tanısı koymak her zaman mümkün olmaz, bu nedenle çoğu zaman düşük sonrasında yapılan histolojik incelemelerle mol gebeliği tanısı konuabilir.
Mol Gebeliği Tedavisi
Mol gebeliği tanısı konduktan sonra genel anestezi yapılarak gebelik kesesi boşaltılır. Anne adayı 40 yaş üstü biriyse rahmin ameliyatla çıkarılması şeklinde bir tedavi de uygulanabilir. Hasta Rh negatif kan grubuna sahipse gebelik kesesi boşaltılmadan önce mutlaka kan uyuşmazlığı iğnesi yapılmalıdır. Tedavi sonrasında hastalığın devam edip etmediğini anlamak, diğer organlara sıçramadığından emin olmak için takip gerekir. Takip sürecinde yani 1 yıl içerisinde hastanın yeniden gebe kalmaması istenir. Haftada bir kez betaHCG testi uygulanır. Uygulamalar sonrasında ardı ardına 3 kez normal sonuç çıkarsa 2 haftada bir test yapılmaya başlanır. 3 ay boyunca 2 haftada bir betaHCG testi yapıldıktan sonra test ayda bir yapılmaya başlanır. Bu süreçte üç ayda bir akciğer grafisinin de tekrarlanması istenir.
BetaHCG testleri normal çıkmaz, aynı kalır ya da yükseliş görülürse bu hastalığın tedavi edilmediğini gösterir. Hastalığın akciğer, beyin, rahim ya da diğer organlara geçişi olup olmadığının anlaşılması için ultrason, tomografi gibi tetkikler yapılır. Sonrasında gerek görülürse kemoterapi tedavisine başlanır.
Gestasyonel Koriokarsinom
Bebek eşini yani plasentayı oluşturmakla görevli hücre olan trofoblastların bu görevi yapmalarını engelleyecek özelliklere sahip olması sonucunda oluşan tümör kistlesine koriokarsinom adı verilir.
Görülme Sıklığı
Tanınabilir bir gebeliğe bağlı olarak oluşan bu tümör çeşidi; mol gebeliklerinde 40’da 1, dış gebeliklerde 5333’te 1, düşük gebeliklerde 15386’da 1 ve normal gebeliklerde de 160000’de 1 görülür.
Risk Faktörleri
- Geçirilmiş bir mol gebeliği büyük risk taşıdığınız anlamına gelir.
- Anne 20 yaşından küçük ya da 35 yaşında büyükse risk grubundadır.
- Kan grubu A olanlarda görülme riski daha yüksektir.
Gestasyonel Koriokarsinom Başvuru, Belirti ve Bulguları
- Vajinal kanama düzensizlikleri
- Yumurtalıklarda oluşan anormal büyüme
- Doğum sonrasında rahmin eski boyuta gelmemesi
- İzah edilemeyen kanamalar
Gestasyonel Koriokarsinom Tanı ve Tedavi
Belirlenen bulgulara rastlanan hastalara betaHCG düzeyi incelenir. Akciğer ve Karaciğer grafisi istenir. Bununla birlikte beyin tomografisi çekilir. Tüm tetkikler tamamlandıktan sonra kemoterapiye başlanır.
Gestasyonel Koriokarsinom Takibi
Hasta haftada bir kez betaHCG testine tabii tutulur. Normal düzey görülene kadar test yapılır. Normal düzeyler alınmaya başladıktan sonra birkaç kez daha kemoterapi uygulanır. Sonrasında belirli periyotlarla betaHCG testi ve diğer tetkiklerin kontrolüne devam edilir. takip sürecinde gebelikten korunması istenir.