İÇERİK KATEGORİLERİ

Açıklanamayan İnfertilite

Yapılan tüm testlerin sonucunda olumsuz bir yargıya ulaşılmasa da bilinmeyen nedenlerden dolayı İnfertilite durumu meydana gelebilir. Genellikle 30 yaş üstü kadınlarda daha çok meydana gelen bu durum, yumurta kalitesinin ya da döllenme bozukluğunun yaşanması ile ilgili bir sorundur. Yumurtlama tedavisi ve aşılama yöntemleri sayesinde gebe kalma oranları oldukça yükselme göstermiştir.

Türkiye’de ve dünya genelinde çok sayıda çiftin yaşadığı açıklanamayan infertilite, nedeni bilinemeyen kısırlık anlamına geliyor. Bu teşhisin konulabilmesi için çiftlere bazı testler ve kontroller uygulanıyor. Bu testler hem kadın hem de erkek için uygulana analizlerdir. Kısırlığa neden olabilecek yani çiftin çocuk sahibi olmasını engelleyebilecek herhangi bir neden bulunamadığında açıklanamayan infertilite teşhisi konabiliyor. Bu sorunu yaşayan çiftler de infertil çift olarak değerlendiriliyor.

Yapılan araştırmalara göre infertil çiftlerin %20’sinde çocuk sahibi olmaya engel hiçbir durum saptanmıyor. Bu oran araştırıldığında genellikle kadınların 30 yaş üzerinde olduğu ortaya çıkıyor. Biyolojik bir engel olmasa da bazı sorunların kısırlığa neden olabileceği biliniyor. Bu sorunların çiftlerde mevcut olup olmadığı maalesef hiçbir test ile anlaşılamıyor. Bu problemler genellikle yumurtanın kalitesinin düşük olması, döllenme bozuklukları şeklinde sıralanabilir.

Açıklanamayan İnfertilite

Avrupa’yı Sarsan Buluş: Gen Uyuşmazlığı

Yapılan son araştırmalar çiftler arasında tıpkı kan uyuşmazlığı olduğu gibi “gen uyuşmazlığı” olabildiğini ortaya koydu. Son derece çarpıcı detaylar içeren bu araştırmaya göre çocuk sahibi olamayan çiftlerin büyük bir bölümü aslında bir başkası ile cinsel ilişki yaşadıklarında çocuk sahibi olabiliyorlar. Ancak bu iki kişinin genleri birbiri ile uyuşmadığı için bu çiftin birlikte çocuğu olamıyor. Ancak gen uyuşmazlığı nedeniyle çocuk sahibi olamayan çiftler için pek umut yok gibi görünüyor.

Bunun dışında farklı bir nedenle kısırlık sorunu yaşayan çiftler bir süre sonra doğal bir hamilelik ile şaşkına dönebiliyorlar. Bu durum psikolojinin aslında çocuk sahibi olmak konusunda son derece etkin olduğunu ortaya koyuyor. Çiftler genellikle çocuk hayallerinden vazgeçtikleri zaman hamilelik müjdesini alıyor. Çünkü bu konuda yaşadıkları hüzün, tedirginlik, endişe ve beraberinde gelen stres, çocuk hayalinden vazgeçilmesiyle birlikte tamamen ortadan kalkıyor. Yani çiftlerin psikolojisi çocuk için uygun bir zemine dönüşüyor ve bu vazgeçilen hayaller de gerçeğe dönüşmüş oluyor.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK YAZILAR