Şebnem Hanım'ın Doğum Hikayesi
Gebeliğimin 3ncü ayından itibaren her hafta pilatese ve yogaya gittim. Fırsat buldukca yürüyüşler yaptım ve diyetisyene gidip beslenmeme çok önem verdim. Hem karnımdaki bebişin sağlıklı beslenmesi için hemde tiroid hastası olduğum için kendi sağlığım için elimden geleni yaptım.
İlk doğumum olcaktı ve normal doğum olmasını o kadar çok istiyordum ki. Çok şükür bu konuda bana destek olacak iyi bir doktor buldum. Ona güveniyordum.
Doğum ile ilgili daha önceden ne bir video izlemiştim neden bir başka kadını dinlemiştim. Özelikle bundan kaçındım, çünkü her doğum farklı ve her hikaye farklı. Tek yaptığım "doğal doğuma doğru" kitabını okumak ve hastanenin annelik ve bebek bakım eğitimlerine gitmekti. İcimde hic bir korku yoktu, kafamda doğumu canlandırmıyordum bile.
Daha 39ncu haftama girmeden İzmir'den teyzem geldi yardıma. Karnım artık o kadar sişmişti ki ikiz mi bekliyorsunuz diye soranlar oluyordu. Annem yurt dışında yaşadığı için 31 mayıs gecesi icin bilet almıştı, 40 haftayı doldurmama 6 günüm vardı.
30 Mayıs halen daha pilates topun üzerinde zıplıyordum. Ertesi sabah uyandığımda nişanım geldiğini fark edip, ilk önce eşime haber verdim. Oda gayet sakin "eminsin dimi, arada kanamaların oluyor. Yine öyledir" dedi. Fakat ben emindim. Teyzemi uyandırdım, sırayla gayet sakin duşa girdik. Cantamı aldık ve hastaneye gittik. Sanki doğuma gider gibi değildim. Hastanede kontrolda 2 cm açıklık olduğunu ve doğumun başladığını söylediler. Ana, bu muydu yani. Ben 2 cm açılana kadar hic bir ağrı hissetmedim ya.
Neyse bebegin kalp atışlarını kontrol altında tutmaya başladılar. Bana yemek getirdiler ve odama yerleştim. Waay otel odası gibiydi. Ben 32 yıl yurt dışında yaşamıştım ve böyle odalar yoktu orda. Başladık odayı süslemeye. Helyumla balonlar sişirip bir yandan teyzem ve eşim helium yutup değisen sesleri ile şakalar yapıyordu. Bende pilates yapabilmek içim pilates hocamla mesajlaşıp hastanede pilates topu alabileceğim yer öğreniyordum.
Zaman geciyordu ve halen 2 cm de kalmıştım. Hic ağrımda yoktu. Eee bu durumda suni sancı vermeye karar verdiler. halen acılma ilerlemeyince vajinama bir ilac yerleştirdi ebe. Yumuşamasına ve acılmasına yardımcı olan çok etkili bir ilacmış.
Sabah 9'dan beri hastanedeydik ve akşam 8 gibi artık sancılar başlamıştı. Annem herşeyden habersiz o gece ucaga binecekti. Ona mesaj atıp arkadaşlarla dışarda olduğumuzu söylemiştim ki, havaalanında gelirken telaş yapmasın diye. İlk defa babam olmadan uçaga binecekti annem.
Doktorum "bebiş anneanneyi bekliyecek" diyerek akşam evine gitti. Sabah görüşürüz dedi.
Benim sancılar artık ilerlemişti ve epidural yapılmasını istedim.
Epidural için beni ameliyathaneye aldılar. Orda biraz korkar gibi oldum. Neyseki düşük ceneliğim tuttu ve benimle gelen hemsire ile sohbet ederken epidural takıldı. Salak gibi hemsireye kedimi anlattım ne alaka ise artık :)
Annemi saat gece 2'de eşimin kuzeni aldı havaalanından. Annemi daha önce hic görmemişlerdi. Verdiğm fotoğraf sayesinde buldular kadıncağızı. Hemen hastaneye geldiler. Annem gelince çok rahatladım. Bambaşka bir duyguydu. Şu an bile gözlerim doluyor o an aklıma gelince.
Sabaha kadar annem, eşim ve teyzem başımdaydı. Sancılar çok kötü olmaya başlamıştı. Meğer acilmayı hızlandırmak için suni sancıyı çoğaltıp epidurali azaltmışlardı.
Artık bebeğin kalp atışlarını dinlemek için bağladıkları aletde bunalıyordum. Sabah 4 gibi bir dk bile yanımdan ayrılmayan eşim beni sancılar içinde görünce ve ne olur beni sezeryana alın diye yalvarmaya başlayınca ağlamaya başladı. Ben bide tembih etmiştim ona. Eğer sezeryan diye tuturcak olursam sakın izin verme diye.
Sabah 7 olmuştu. Nerdeyse 24 saatir hastanedeydik.
Nihayet ebe "tamam hemen doğumhaneye. Doktoru arayın hemen gelsin" deyince bana bir rahatlama geldi. Doğumhaneye götürdüler. Duvarlar yeşil, aydınlık bir oda. Sanki icim ferahlar gibi oldum. Eşimin doğuma girmesini istemedik. Teyzem elimi tutacaktı. Ve gerçekten teyzem yanı başımda elimi tuttu. Annem ise doğum odasının açık kapısında bekledi ve eşim dışarsa dogumhanenin kapısının önünde bekliyordu.
Doktorum ve ben gercekten mükemmeldik :) benimle yaşıt olan doktorum "hadi güzel kızım" diyerek bana gaz vermeye çalıştı. Bir ara "çok bağrıyorsun. Enerjini ıkınmaya sakla" dedi ve ben "ama böyle rahatlıyorum" deyince "tamam o zaman bağır" diyerek ikimizde güldük :) Annem o ara Mert'in kafasını görmüş... Apar topar dışarı koşup eşime haber verene kadar "aaa sesinide duydum doğdu" diye geri gelmiş.
Mert'i kuçağıma verdiler. Çok ilginc bir duyguydu. Bu çocuk benim miydi. 9 ay karnımdaki bu muydu. Kime benziyor bu ya. O ara etrafı temizlemişler ve eşimi yanımıza aldılar, işte Mert ile yeni bir hayata biz böyle başladık. Aradan 13 ay gecti ve doğumum güzel bir hatıra olarak kaldı...
<< Önceki Hikaye Sonraki Hikaye >>